Su hayattır! Bedenine yeterli ve düzenli su almanın bütün olarak sağlığını çokça etkilediğini biliyor olabilirsin. Yeterli su alımı bedenin için ilaç gibidir. Hastalıkları önlemekten kilo vermeye, sindirimden bağışıklığa kadar her şeyi etkiler. Doğduğumuzda vücudumuzun %90 civarı sudur ve bu oran biz yaş aldıkça azalır. Yetişkinlerde bu, ortalama %75’tir. Ancak vücudumuzda yeterli su olduğunda hücrelerimiz optimumda çalışır, dokularımızın nemli kalır ve kaslarımız işlevini yerine getirir. Bu yüzden bu seviyeyi korumak önemlidir.Bu optimum düzeyi koruyabildiğimizde hastalıklara yakalanma ihtimalimiz azalır ve enerjimiz daha yüksek olur. Gerekli miktarı vücudumuza alabilmek için günlük olarak bol su ve bitki çayı(zencefil, ekinezya, adaçayı vb.) tüketmeliyiz.
Ne kadar su tüketmeliyim?
Genelgeçer bir kural olarak günlük 8 bardak(2 litre) su tüketilmelidir. Ne var ki bu sayı yaş, cinsiyet, aktivite düzeyi ve mevsim gibi faktörlerle ciddi oranda değişebilir. Mesela sıcak bir yaz gününde bu miktar bir hayli artacaktır. Vücut ağırlığının(kg) %6’sı kadar(ltre) su içmek en iyi hesaplama yöntemidir(örn. 70 kg isen 4.2 litre su). Ayrıca bazı mineraller vücudunda suyu tutar, bu yüzden tuz ya da mineral tüketimin de ne kadar su içtiğini etkileyebilir. Bunların yanında eğer siyah çay da kahve tüketiyorsan daha çok su tüketmelisin. Bu içecekler vücudundan su atılımına sebep olarak seni dehidre eder. Günlük sıvı alımına içtiğin çay-kahveye eşit oranda su ekleyebilirsin. Örneğin bir kupa kahve için bir kupa su daha tüket.
Metabolizmanı Canlandır
Bedenimiz uyku sırasında gece boyu dehidre olur. Sabah kalktığımızda ilk iş su içmek gerekli nemlenmeyi sağlar.Bazı insanlar için sabah kalkınca hiçbir şey yemeden hemen su içmek biraz garip gelebilir. Eğer sen de onlardan biriysen ilk başlarda birkaç yudum içerek başlamayı deneyebilirsin. Eğer mümkünse zamanla 2 bardağa kadar çıkmayı dene. Günlük su alımının çoğunu günün ilk yarısında yapmaya gayret et. Bu zaman diliminde metabolizmanın en yoğun çalışır, ayrıca akşam saatlerinde içtiğin su gece uykunda seni rahatsız edebilir.Öğleden önce 6 bardak- ya da toplam su tüketiminin ¾’ü- içmiş olmayı hedefle. Daha yeni uyandığında en az vücut sıcaklığında olan su tüketmelisin. Bu özellikle de sindirim kanalını uyandıracak. Vücutlarımız gece boyunca temizlik, tamir işlerini yapar; sindirim süreçlerini tamamlar ve hücreleri yeniler. Bu yüzden sabahları tuvalete çıkmak genel olarak sağlıklıdır. Ilık su bağırsaklarımızın bu işlevi yerine getirmesine destek olur.
İştah Kontrolü
Yeterli su içmek iştahı kontrol etmemize yardımcı olur. Dehidrasyon ve açlık beynimizde çok benzer yerleri uyarır. Bu da susama ile açlık hislerini karıştırmamıza sebep olabilir. Hele ki aslında ihtiyacın su olduğunda bedenine yemek göndermeyi alışkanlık edinirsen bu sinyaller tamamen karışır ve vücudun sana su ihtiyacı için yemek yemene dair işaretler göndermeye başlar. Çünkü yiyeceklerin içindeki küçük miktarlarda suyu almaya çalışıyordur. Bu yüzden yeterince su içmezsen acıkman çok olası.İşte sana su içerek iştahını kontrol edebilmen için birkaç öneri:
- Yemeklerden yarım saat önce bir bardak su içerek yiyeceğin öğünün miktarını kontrol altına alabilirsin.
- Yemek yerken su içme, bu mide asidini seyrelterek hazımsızlığa sebep olabilir.
- Eğer atıştırma ihtiyacı hissedersen su iç.
- Suyu yalnızca otururken içmeyi alışkanlık haline getir.
Alkali Su ve Hastalıklarla Mücadele
Yalnızca ne kadar su içtiğin değil nasıl bir su içtiğin de çok önemli.Bir maddenin asitlik veya alkaliliğini gösteren ölçeğe pH(potansiyel Hidrojen) denir. Bu ölçek 0 ile 14 arasındadır. Sıfır noktası ekstrem derecede asit, 14 ise en alkalidir. Tam ortası 7 ise nötr olarak kabul edilir ve saf suyun pH değeridir.Bedenimiz sürekli homeostaziye-tüm işlevlerin yerine getirilebildiği bir denge hali- ulaşmaya çalışır. Pek çok vücut sıvımız için ideal pH değeri 7.1 ile 7.45 arasında yani hafif alkalidir.Metabolik süreçlerimiz bu pH değeri aralığında optimum çalışmak üzere evrimleşmiştir ve bedenimizin en temel görevlerinden biri bu denge noktasını korumaktır. Sindirim, solunum, onarım gibi tüm hücresel işler asidik çıktılar oluşturur. Bu yüzden de hücrelerimiz sürekli içeriyi alkali tutmak ve bu asidik atıkları kana ya da diğer vücut sıvılarına yollamak için çalışır. O zaman da kanı alkali tutmak için bir dengeleyiciye ihtiyaç doğar. Bazı mineraller içlerine eklendikleri sıvıları alkaliye dönüştürme özelliği taşır. Bu mineraller genellikle dokularda ya da kemiklerimizde depolanır(kalsiyum gibi).Eğer bu depoların hepsini kullanırsak yalnızca enerjimizi düşürmekle kalmaz aynı zamanda hastalıklara açık hale geliriz. Asidik haldeyken vücudumuzdaki hastalıklar derinleşir, dokularımıza giden oksijen miktarı gitgide azalır. Vücudumuzu allkali tutarsak yalnızca hücrelemize yardım ederek onların işini kolaylaştırmakla kalmaz hem de kemiklerimizi ve dokularımızı da koruruz. Neyse ki sadece içtiğin suyu değiştirerek bile vücudunu alkalize edebilirsin!Suyunu alkali yapmak için özel pH damlalarından damlatabilirsin ya da 1 litreye 1 yemek kaşığı olacak şekilde karbonatlı su içebilirsin. Ayrıca, limon suyu veya doğal elma sirkesi kendi özellikleri asidik olmasına rağmen vücudunun içini alkali yapma kapasitesine sahiptir. Bu yüzden sabahları suyuna birkaç damla ekleyerek kullanmaya ne dersin?
Son yorumlar